DİĞER
"Aslında neo-liberal ekonomi tam bir öznellik ekonomisidir ama öznellik burada makinenin tam bir parçası olmak anlamındadır, artık özne-nesne, insan-makine, canlı-cansız ayrımının kalmadığı, makine için var olan bir öznelliktir."
"Koçak’ın yaklaşımında bir metnin ya da bir konumun sorduğu sorulara nasıl cevap verdiğine yönelik ilgi kadar, metnin ya da konumun hangi soruları cevapsız bıraktığına, hangi sorulardan huzursuz olduğuna, kendisinden hangi beklenmedik soruların neşet ettiğine dikkat de söz konusu."
"Orhan Koçak’ın eleştiri işleminde kamaşmanın kimi semptomları: Her yazı –özellikle şiir– bir bulanık atmosfer içinden görülür sanki; gözler yazının oluşturduğu atmosferde, yazıdan tabakalar halinde yayılan, bazen kirli de olabilen dalgalardan, basınçlardan ötürü sımsıcaktır. Eleştiri bir soğutma işlemi gibidir."
“Şiirin Sesi ve Eleştiri Türkçe edebiyat eleştirisinin temel metinlerinden biri olduğu gibi, yalnız şiir eleştirmenlerine değil, aynı zamanda müzik duygusu olmadan şiir, mekân duygusu olmadan roman yazanlara da sanatta yaratıcılığın çok zaman doğuştan gelen bir 'yeti' olduğunu hatırlatmasıyla hazin bir bilgelik de içeriyor."
"Orhan Koçak bir yazarın, bir şairin ürününe bakarken onu 'izole' bir 'edebî ürün' olarak görmekten kaçınır. Onu kültür dünyasının ve genel olarak dünyanın, tarihin içinde, geri kalan her şeyle ilişkileri içinde oluşmuş bir varlık olarak ele alır."
"Polemikler bir bütün olarak bir tür hesaplaşma panoraması çiziyor, dolaysız siyasetten çok düşünsel verimlerle hesaplaşma. Düşünsel verimler demek kişiler, düşünürler demek. Koçak’ın önceki verimlerinden de biliyoruz: Ufkunda her zaman bir panorama halinde ve bir idealler bütünü olarak dünya kültürü vardır. Düşünsel hareket noktasında Marksizm, bakış açısında eleştirel kuram."
"Orhan Koçak’ın yöntemi bana birbirini dışlamadan, birinden öbürüne salınmak, aralarında mekik hareketiyle gidip gelmek suretiyle işliyormuş gibi görünüyor. Değişken bir optikle baktığını da söyleyebiliriz; yakından ve uzaktan, dar ve geniş açıdan – her durumda derinden, derinden."
"Orhan Koçak yazısı da Maelström üslûbuna meyilli değil midir? Dünyanın ve tabii kendisinin gün be gün gözüne giren 'bura'nın, memleketin girdapları karşısında, felâketzede bir yazı. Kırımların, yıkımların, kayıpların, darbenin, zulmün… tanığı."
"Denemenin hoş ama boş şeylerden ibaret olduğuna dair yaygın önyargıyı kıran Türkçedeki sayılı denemeciden biridir Orhan Koçak. Eleştirmenliği bu vasfını bir parça gölgelemiştir diyebilir miyiz? Okurları üslubunun, dilinin, ironisinin ve mizahının kıymetini uzun zamandır bilir bilmesine, ama onu denemeci olarak da tescil etmek gerekir sanki – kendisinin bundan hazzedeceğini sanmasam da."
"Neden aklı şiirle bağdaştırmıyor şairler? Neden aklı şiirin katili sayıyorlar, yaşını başını almış bu insanlar? Nedir akıldan çektikleri ki, akla dair edindikleri derin kuşkuyu her zaman yanlarında taşıyorlar? Dahası, zamanlarının geçerli aklına karşı verdikleri yanıtlar gün gelip anlaşılınca bilge sayılıyorlar."
Kitaplarla ve yazarlarla ilgili yazı yazmak isteyenleri “K24 Yayın Masası”na davet ediyoruz. On hafta, toplam otuz saat sürecek atölyemiz sertifikalıdır...
Ağıt, Şiir, Kadın, kadın yaratıcılığında unutulanlardan, eril tarihin kadını ve yaratıcılığını nasıl yok saydığı yerlerle ilişkili mitolojiden tarihe, sosyolojiden siyasete, hayattan edebiyata izlerin kayıtlarıyla söyleşen baş döndürücü bir çalışma...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık